TBMM Başkanı Kurtulmuş, başkent Brazilya’da, TRT Haber canlı yayınına katıldı

Kurtulmuş, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanına başvurusuyla hem İsrail açısından hem de Filistin davası bakımından yeni bir dönemin başladığını, “Hiç dokunulamaz” zannedilen İsrail'e dokunulduğunu vurguladı.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, başkent Brazilya’da, TRT Haber canlı yayınına katıldı
08 Kasım 2024 Brezilya

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Onuncu G20 Parlamento Başkanları Zirvesi (P20) dolayısıyla bulunduğu Brezilya’nın başkenti Brazilya’da, TRT Haber canlı yayınında soruları yanıtladı.

Brezilya’daki temaslarını değerlendiren Kurtulmuş, zirve kapsamında yoğun bir programı gerçekleştirdiklerini ve çok sayıda ikili görüşmeler yaptıklarını söyledi.

G20’nin önemli ayaklarından birisinin de Parlamento Başkanları Zirvesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Brezilya’nın dönem başkanlığında yapılan zirvede seçilen konuların fevkalade önemli olduğunu; küresel sorunlara dikkati çeken ve onların nasıl çözüleceğine ilişkin müzakere zeminlerinin açıldığı oturumların gerçekleştirildiğini ifade etti.

Zirvenin, Türkiye’nin görüşlerini uluslararası kamuoyuyla paylaşmak açısından önemli bir fırsat olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Özellikle dünkü ilk oturumda yaptığımız konuşmada, İsrail'in Gazze'de, Lübnan’da ve diğer bölge ülkelerindeki saldırganlıkları, bir yılı aşkın devam eden bu katliamlara, soykırımlara karşı uluslararası sistemin çaresizliğine, fonksiyonsuzluğuna dikkati çekerek özellikle de ‘İsrail'in aynen bir zamanlar aynı apertheid rejimi sırasında Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınması gibi İsrail'in üyeliğinin de askıya alınmasının artık konuşulmasının vakti gelmiştir’ cümlesini kullandım ve tabii bu diğer katılımcılar nezdinde de ciddi bir ilgi uyandırdı.

Ayrıca bugünkü son toplantıda yaptığımız konuşmada; yeni, adil, hakkaniyetli bir küresel sistemin, insancıl bir bakış açısından nasıl oluşabileceğine ilişkin onun hem pratik hem de fikri temelleri üzerinde çok kısa süre de olsa bir konuşma imkanı bulduk. Bizim için oldukça verimli, görüşlerimizi anlatabildiğimiz, Türkiye'yi ve Türkiye'nin görüşlerini tanıtma imkanını bulduğumuz bir uluslararası organizasyon oldu. Yaptığımız ikili görüşmelerle de ülkelerle olan dostluklarımızı, ilişkilerimizi daha ileriye götürecek somut adımlar üzerinde konuşma fırsatı bulduk.”

“İmkanlarımız olduğu kadar Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz”

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında devam ettirdiği saldırıları uluslararası toplantılarda, katıldığı zirvelerde ve ikili görüşmelerde önemli bir başlık yaptığının hatırlatılması ve bu konuda mevkidaşlarından nasıl dönüşler aldığının sorulması üzerine Kurtulmuş, şu ifadelere yer verdi:

“Bir yılı aşkın süre içerisinde bütün uluslararası platformlarda Gazze halkının sesi soluğu olmayı bir milli vazife olarak telakki ediyoruz. Görüşlerimizi hiç eğip bükmeden son derece açık bir şekilde siyasi platformlarda dile getiriyoruz. Şunu görüyorum, birçok mevkidaşım ve ülke temsilcisi, kendilerinin söyleyemediklerini bzim söylemiş olmamızdan büyük bir memnuniyet duyuyorlar. Türkiye'nin, Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, devlet ve millet olarak Filistin davasındaki dik duruşu, sağlam duruşu dolayısıyla da minnetlerini, şükranlarını ifade ediyorlar. Filistin davası noktasındaki duruş; hem bizim için milli bir sorumluluk hem de Türkiye'nin bu konudaki dünyaya göstermesi bakımından önemli. Bu bizim vazifemiz. Dilimizin döndüğü kadar, zihnimizin yettiği kadar, imkanlarımız olduğu kadar Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Çünkü bu mücadele, bugün yarın bitecek bir mücadele değil.”

Kurtulmuş, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanına başvurusuyla hem İsrail açısından hem de Filistin davası bakımından yeni bir dönemin başladığını, “Hiç dokunulamaz” zannedilen İsrail'e dokunulduğunu vurguladı.

İsrail'in hem Uluslararası Adalet Divanında hem de Savaş Suçları Mahkemesinde yargılanacağını ve ceza alacağını ümit ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, “Diğer taraftan da Filistin davası için yeni bir dönem başladı. Belki on yıllar sürecek olan bir mücadele sürecidir. Bu süreçte bizim birkaç konuya da dikkat etmemiz lazım. Bunlardan birincisi, siyonist rejimin ve Netanyahu hükümetinin uluslararası alanda yalnızlaştırılmasıdır. İkincisi, İslam ülkelerinin birlik ve beraberliğinin temin edilmesidir. Üçüncüsü ise Filistin davasına gerçekten destek veren, Müslüman olmasalar bile dünyanın farklı yerlerinde sadece insani gerekçelerle bu işe karşı çıkan ve bunun bayraktarlığını yapan insanlarla birlikte insanlık cephesini tahkim etmektir, güçlendirmektir. Bu tür platformlar da açıkçası sadece burada konuşup ayrılmanın ötesinde Filistin davasının geleceğine ilişkin de ciddi desteklerin ortaya çıktığı platformlar.” dedi.

“Kimsenin söylenmemiş sözler üzerinden birtakım tartışmalar yapmaya kalkmadan ne biliyorsa bunu ortaya koymasını temenni ederiz”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin soruya cevap verirken de şunları kaydetti:

“Biz hep şunu söylüyoruz. Yeni anayasa olur olmaz, o ayrı bir konu ama sonuçta Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'de anayasa yapma yetkisine de gücüne de sahiptir ve demokrasinin merkezi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Dolayısıyla herkes fikirlerini ortaya koyacak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu fikirlerin daha somut bir şekilde gündeme gelmesini temin etmek için mücadele edeceğiz, gayret edeceğiz ama sonuçta bu işin kararını verecek olan yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tabii siyasi partilerin bu işi sahiplenmesi, tekliflerini hazırlamaları, müzakerelerinin ortaya konulabilmesi lazım. Şimdiye kadar işin somut teklifler kısmına girilmedi. Sadece ön müzakereler yapılmış oldu. Bu bir süreç alacak. Ümit ediyorum ki burada siyasi partiler açık yürekli bir şekilde tartışabilirlerse biz de Meclis Başkanlığı olarak bu sürecin şeffaf, net, açık, anlaşılır bir şekilde, kamuoyunun önünde sürmesini sağlayabilirsek hayırlı bir sonuç alınabilir. Türkiye, artık kendisine yakışmayan 12 Eylül Anayasası’nın bu metinlerinden kurtulmuş olur. Yeni, demokratik, kapsayıcı, kuşatıcı, güçler ayrımı prensibini, yargı bağımsızlığını esas alan yeni, güçlü bir anayasa yapmak mümkün olur diye düşünüyorum. Burada mühim olan niyettir. Kimsenin niyet okuyuculuğuna kalkmadan, söylenmemiş sözler üzerinden birtakım tartışmalar yapmaya kalkmadan ne biliyorsa ne düşünüyorsa, neyi teklif ediyorsa bunu ortaya koymasını temenni ederiz.”

Anayasa müzakeresi ya da başka zor konuların müzakere edilebilmesi için olmazsa olmaz koşulun, siyasetin olgun bir atmosferde sürdürülebilmesi olduğunu söyleyen Kurtulmuş, bunun yolunun da diyalog olduğunu vurguladı.

Kurtulmuş, “Siyasi partiler taban tabana zıt fikirlere sahip olabilirler. Ama sonuçta oturup müzakere edebilecek, konuşabilecek bir kabiliyetleri olması gerekir ki milletin hayrına bir karar alabilsinler. Parlamento bunun için var, demokrasi bunun için var.” dedi.

Türkiye demokrasisinin dünyada belki bedeli en ağır ödenmiş demokrasilerden birisi olduğunu anımsatan Kurtulmuş, “Benim buradan çağırdım, bütün siyasi tarafların, bu konuda fikir sahibi olanların olgun bir şekilde, demokrat bir tarzda görüşlerini dile getirmeleri ve müzakere süreçlerini ister anayasa konusu olsun, ister diğer konularda olsun bunların açık tutulmasını temin ederek milletin hayrına olacak kararların alınmasına katkı sunmalarını bekleriz.” diye konuştu.

Kurtulmuş, ayrıca Elazığ’da meydana gelen deprem dolayısıyla geçmiş olsun dileklerini iletti.