TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ, “KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NIN 50. YILINDA ULUSLARARASI KIBRIS SEMPOZYUMU”NDA KONUŞTU
![TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ, “KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NIN 50. YILINDA ULUSLARARASI KIBRIS SEMPOZYUMU”NDA KONUŞTU](https://i.numankurtulmus.com/2/750/420/storage/old/tbmm/42d6fc74-821d-4679-829f-3a6cb776bf13.png)
TBMM Başkanı Kurtulmuş’un himayelerinde, İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği tarafından İÜ Rektörlük binasında, “Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yılında Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu” düzenlendi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katıldığı sempozyumun açılışında konuşan Kurtulmuş, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılı dolayısıyla hafta sonu Lefkoşa’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’den iktidar ve muhalefetin katıldığı güzel etkinliklerin yapıldığını söyledi.
KKTC’nin kuruluşuna giden ve bundan sonraki süreçte Kıbrıs'ta Türk devletinin varlığını kuvvetlendirecek sürecin başlangıcı olan Kıbrıs Barış Harekatı'nda emeği geçen dönemin başbakanı Bülent Ecevit ve başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan, dönemin genelkurmay başkanı Semih Sancar, Türk ordusuna ev sahipliği yapan, yol gösteren Kıbrıs'ın mücahitlerine, Mukavemet Teşkilatına, merhum Fazıl Küçük'e, merhum Rauf Denktaş’a Allah’tan rahmet dileyen Kurtulmuş, “Eğer onların cesaretleri, kararlılıkları olmasaydı bugün Kıbrıs'ta bir Türk devletinin varlığından bahsedemiyorduk. Eğer bu Barış Harekatı olmasaydı belki bugün Kıbrıs'ta bir tek Türk'ün bile varlığından bahsedemiyor olacaktık. Dolayısıyla Türk tarihinin en önemli müdahalelerinden, mücadelelerinden birisi olan Kıbrıs Barış Harekatı'na destek veren herkesi saygıyla, rahmetle anarak; çok iyi tanımak, çok iyi analiz etmek ve bundan sonraki ikinci elli yılına başladığımız dönemde Kıbrıs'ın geleceği için önümüze ciddi fikirleri koymak durumundayız.” diye konuştu.
- “Kıbrıs’ta işgalci Türk tarafı değil, Kıbrıs Devleti’ni ortadan kaldıran Rum yönetimidir”
Kıbrıs Adası’nın tarih boyunca stratejik bir önemde olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bugün de Doğu Akdeniz'in öneminden dolayı herkesin bir şekilde Kıbrıs’ta olmak istediği dile getirdi.
1960’ta Türkiye, İngiltere ve Yunanistan'ın beraberliğinde kurulan Kıbrıs Devletini ortadan kaldıranın Türk tarafı olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun altını çizerek ifade etmek istiyorum. Dublin’deki Avrupa Parlamento Başkanları Toplantısı'nda orada Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Parlamento Başkanı, ‘Kıbrıs'ta işgalci ve Kıbrıs Devletini ortadan kaldıran Türkler’ diye bir cümle kullandı. Sonrasında söz bana geldi, orada da ifade ettim: ‘Evet, Kıbrıs'ta bir işgalci vardır, Kıbrıs’ta işgalci Türk tarafı değil, Kıbrıs Devleti’ni ortadan kaldıran Rum tarafıdır, Rum kesimidir.’ Meşru, dünya tarafından kabul edilmiş bir devleti, EOKA çeteleri ortadan kaldıracak, Enosis hayaliyle eli kanlı katiller Adada bir tek Türk bırakmamak için ortaya çıkacak ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna seyirci kalacak… Bu düşündürülebilir mi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1963’ten 1974’e kadar süren acıları sonlandırmak için Barış Harekatı’nı yaptı. Bu harekatın ne kadar doğru ve yerinde olduğunu ispat etmek için saatlerce konuşmaya gerek yoktur. Sadece bu 50 yıl içerisinde kayda değer bir tek olayın dahi olmamış olması bizatihi Barış Harekatı’nın ne kadar yerinde, zorunlu ve doğru olduğunun ispatıdır.”
- “Kıbrıs Barış Harekatı Türklerin özgürlük ve onur mücadelesidir”
Kıbrıs Barış Harekatı’nın sadece bir askeri başarı olmasının ötesinde Türklerin özgürlük ve onur mücadelesi olduğunu belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Eğer Kıbrıs'taki o olaylara sessiz kalınsaydı, böyle bir harekat olmasaydı, sadece Kıbrıs Türkleri işkence ve zulüm altında bırakılmış olmayacak, aynı zamanda topyekun Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde yaşayan biz Türkler de onurumuzu, haysiyetimizi kaybedecektik. Dolayısıyla bu Barış Harekatı aynı zamanda Türkiye Türklerinin haysiyet mücadelesidir.
Bu harekat, uluslararası alanda bütün zorluklara rağmen başarıyla kazanılmış olan bir zaferdir. O günleri dün gibi hatırlıyoruz. Bütün dünyanın nasıl karşı çıktığını, Türkiye'yi kımıldatmamak için ne büyük ambargolar koyduklarını, buna rağmen Türkiye'nin devletiyle, milletiyle bütünleşerek bunları nasıl altüst ettiğini dün gibi hatırlıyoruz. Bu anlamda Türkiye'nin ortaya koymuş olduğu bu kararlılık da en az Barış Harekatı kadar önemlidir ve başarının en önemli parçalarından birisidir.”
Kıbrıs Barış Harekatı’nın hakkı, hukuku, uluslararası alanda ülkelerin ve milletlerin egemen eşitliğini kabul edenlerle etmeyenler arasında ayrışmayı sağlayan bir turnusol kağıdı olduğunu da söyleyen Kurtulmuş, “Şimdi bundan sonra geldiğimiz bu 50 yıllık mücadeleden sonra çok şükür, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bütün kurum ve kuruluşlarıyla tam manasıyla teşekkül etmiş bir devlettir ve bundan sonra da kıyamete kadar yaşayacaktır.” dedi.
Kurtulmuş, KKTC’nin bundan sonraki sürecine ilişkin de şunları kaydetti:
“Bir kere daha İstanbul Üniversitesi'nden ilan ediyoruz ki şartlar ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kuzey Kıbrıs Türk Halkı’nı hiçbir yerde, hiçbir zaman yalnız bırakmayacaktır. Bütün uluslararası platformlarda Kıbrıs Türk Devleti'nin egemen eşitliğini savunacak, Kıbrıs Türk Devleti'nin tam manasıyla tanınabilmesi için uluslararası alanda da diplomatik mücadelesini sonuna kadar sürdürecektir.”
Bu çerçevede Türk Dünyası Parlamenter Asamblesinin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni gözlemci üye olarak kabul etmesinin önemli bir başarı olduğunu aktaran Kurtulmuş, gelecek süreçte diplomatik mücadelenin devam edeceğini ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınırlığının arttırılacağını söyledi.
- "Kıbrıs'ın tanınırlığının artırılabilmesi için mücadeleyi sürdüreceğiz"
Kurtulmuş, konuşmasının içinde birkaç kere Kıbrıs Türk Devleti ifadesini kullandığını bunun bir dil sürçmesi olmadığını belirterek, "18 Temmuz'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluş yolunu açan Barış Harekatının 50. yıl dönümü dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir başkanlık tezkeresi ittifakla kabul edildi. 'Kıbrıs Devleti' ifadesini orada da kullandım. Şimdi yeni bir döneme giriyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için yeni bir dönemin başladığının altını çizmek isterim. Her platformda Kıbrıs'ın tanınırlığının artırılabilmesi için mücadele etmeyi sürdüreceğiz." şeklinde konuştu.
Türk Cumhuriyeti'nin bir varlık yokluk mücadelesinde Kıbrıs'taki Türk varlığının devam edebilmesi için bu mücadeleyi yapmak mecburiyetinde olduğunun altını çizen Kurtulmuş, şu ifadelere yer verdi:
"Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti, o müdahaleyi yapmasaydı Kıbrıs aynen bugün Gazze'de yaşananlara benzer şekilde bir soykırımla karşı karşıya kalacaktı. Buna müsaade edilmedi. Çünkü biliyoruz ki uluslararası sistem çözüm bulma yeteneğini kaybetmiştir. Uluslararası sistem ne Kıbrıs meselesini çözmüştür ne de çözecek yeteneğe sahiptir. Dün de değildi bugün de değil. Uluslararası sistem aynı şekilde Gazze'deki insanlık dramını da çözecek bir kabiliyete sahip değildir."
- "Türkiye Kıbrıs Türk Devleti'nin devam etmesinin teminatıdır"
Uluslararası sisteme hakim olan düşüncenin insanların eşitliği fikrine oturmadığını dile getiren Kurtulmuş, böylesine bir uluslararası sistemin sürdürülmesinin de mümkün olmadığını kaydetti.
Kurtulmuş, Kıbrıslının ayağına diken batarsa bunun acısını Türkiye'de 85 milyonun hissedeceğini ve gereğini yapacağını belirterek, "Türkiye bundan sonra da Kıbrıs Türk Devleti'nin güçlenerek devam etmesinin teminatıdır. " dedi.
Programda, İstanbul Üniversitesi Rektörü Osman Bülent Zülfikar, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Başkanı Rıza Yorulmaz, akademisyenler ve öğrenciler yer aldı.
- TBMM Başkanı Kurtulmuş, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sempozyum öncesinde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya geldi.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılı dolayısıyla KKTC’de düzenlenen programlara katıldıklarını dile getiren Kurtulmuş, Kıbrıs halkının 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutladı.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ise, TBMM’de kabul edilen Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılına ilişkin tezkere dolayısıyla teşekkür etti.